BÖLÜM 1
Sinem bu sabah erken kalktı eşini ve çocukları uyandırmamak için çok yavaş hareket ediyordu. Eşi Tolga’yı uyandırmadan yatak odalarından çıkmayı başarmış, evin giriş katında bulunan mutfağa inmeye çabalıyordu. Çocukların odasının önünden yavaşça geçerek merdivenlere ulaştı ve merdivenlerin bitiminde karşıda bulunan mutafağa inmişti. Bu gece sabahı etmekte zorlanmıştı. Bir süredir uyku düzensizliği çekiyordu. Filtre kahvesini hazırlamaya koyulmuştu. Onun sabahları ne olursa olsun vazgeçilmezi filtre kahvesiydi. Kahvaltıdan bile önemliydi. Bu sabah randevuları biraz geç saatte başlıyordu neyse ki. Kendi için zaman ayırabileceğini düşündü kahvesini yudumlarken. Sinem kendine ayırdığı zamanlarda evinin kütüphanesine kapanır okuduğu kitapları inceler, kendine notlar çıkarır, okumadığı kitapları indirir okumak için kendine plan oluştururdu. Onun kendine ait zamanları kitaplarıydı. Gerek mesleği hakkında gerekse romanlar. Sevmediği yazarları bile okurdu. Eleştirebilmek ve eleştirilerinin tutarlı olabilmesi onun için önemliydi. Çocukların okul vaktine iki saat kadar vardı. Kahvesinin yudumlayarak evinin giriş kapısının yanındaki ofisine geçti. Masasına kahvesini koydu ve bugünki randevularına göz gezdirdi, çok hastası yoktu ama randevularına baktığında gelen hastalarının ağır olduğunu farketti. Ağır trajik vakalar yaşamış hastalarını bu hafta bir güne nasıl randevu vermeyi başardım diye düşünerek dudaklarını ısırdı elini başına koydu. Normalde ayrı günlerde verirdi randevularını ama bu haftaki yoğunluk ve asistanının işten çıkması herşeyi allak bullak etmişti. Asistan bulana kadar bunlara dikkat etmeliyim diye düşünerek kahvesini eline aldı ve pencerenin yanındaki hasta koltuğuna oturdu. Anlaşılan bugün kendime zaman ayıramayacağım en iyisi sabahın sessizliğin tadını çıkarmak diye düşündü. Önündeki sehpaya kahvesini koydu, dışarı göz gezdirdi. Sabahları bu sessizliği seviyordu.
Devamı daha sonra…
Yorumlar
Yükleniyor …
Yükleniyor …