10 yıl önce yine bir Kasım ayında, 84 yaşında yaşama veda ettiğinde, ardında 250’den fazla yapım ve sayısız “Nielsen moment” bırakan ünlü oyuncunun hayatını kutlayalım istedik.
Bir Kanada vatandaşı olarak 11 Şubat 1926’da Kuzey Kutup dairesindeki 15 nüfuslu küçük bir kasabada dünyaya gelen Leslie William Nielsen, hayata en az ailesindeki diğer erkekler kadar ciddi bir giriş yapmıştı aslında. Kanada Kraliyet Atlı Polis Kuvvetlerinin bir neferinin oğlu ve 1957-1984 yılları arasında başbakan yardımcılığı yapacak bir siyasetçinin kardeşi olarak, henüz 17 yaşındayken İkinci Dünya Savaşı’nda görev almak üzere hava kuvvetlerine topçu olarak katıldı.
Bunu yaparken belki de bu küçük izole kasabadan ve baba şiddetinin hakim olduğu çocukluk evinden kaçmaya çalışıyordu, bilemeyiz elbette ama hayatındaki pek çok noktada olduğu gibi burada da şaşırtıcı bir detay vardı: Nielsen sağırdı ve yaşamının büyük bölümünde işitme cihazı kullanması gerekti. Bu durum onun orduya katılmasını engellemediği gibi sonrasındaki radyo kariyerinin ve New York Neighborhood Playhouse School of the Theatre’dan burs almasının da önüne geçemedi.
Ekserimiz onu su katılmamış bir komedi oyuncusu olarak tanısa da kariyeri boyunca hem janr hem yayın mecrası bakımından envai türde yapımda yer alan Nielsen, farkında olmadığımız pek çok ilke de imza attı. Örneğin 1956 yılında başrolünde oynadığı ve Shakespeare’in Fırtına adlı oyununun bir tür bilim kurgu uyarlaması olan “Forbidden Planet”, Star Trek fanları tarafından serinin selefi olarak görülür ve bu bakımdan, Nielsen’ın ilk Trekkie olduğunu söylersek hata yapmış olmayız. Yine, 1964’te rol aldığı “See How They Run” da literatürde ilk TV filmi olarak yer alır.
Yine de Nielsen’in kariyerindeki en sürprizli dönüm noktası bunlar değildi. Televizyonun altın çağında başlayan kariyerinin ilk 25 yılında, yani Airplane! filminde rol alıp yüzünü komediye dönene dek, Nielsen tam bir drama oyuncusuydu. Bu süreçte içinde müzikaller, suç hikayeleri, bilim kurgu yapımları ve Westernler de bulunan 55 filmde rol alan bu gümüş saçlı yakışıklının Airplane! yapımcıları tarafından tercih edilmesinin nedeni de tam olarak buydu zaten: Çizgilerin olgunlaştırdığı yüzündeki ciddi ifade ile olay örgüsü arasındaki tezatı vurgulamak. 54 yaşında, cebinde osuruk sesi makinesi ile gezen bu adamın, dış görüntüsünün vadettiği kadar “ciddi” mizaçlı olmadığını anlamaları uzun sürmemiş olsa gerek.
Nihayetinde, Nielsen oyunculuk hayatının aldığı bu yeni yönü kolaylıkla kucaklarken, seyirci de etrafındaki kaostan tamamen bihaber halde bildiğini okumaya devam eden ve bu haliyle absürt komedinin kitabını değilse de kalınca bir fasikülünü yazan bu nev’i şahsına münhasır karakteri bağrına bastı.
Hayatının son yıllarını Florida Fort Lauderdale’de geçiren ve buradaki Evergreen mezarlığına defnedilen bu güzel adam, güldürme misyonunu ölümünden sonra da devam ettiriyor. Ziyaret etme şansı bulursanız, yanı başındaki banka Churchill’le paylaştığı “Mümkün olduğunda mutlaka otur”1 mottosunun, mezar taşındaysa “let ‘er rip”2 sözünün işlendiğini görebilirsiniz.
Ama uğrayacak olursanız aklınızda bulunsun, sakın ona Shirley demeyin…
Yorumlar
Yükleniyor …
Yükleniyor …